Mavi Önlük

22.07.2013 01:14

Çocuklar masum kalmalı, çocuklar büyükler gibi acımasız olmamalı, ezmemeli birbirlerini çocuklar, üstünlük kurmamalı birbirlerine, olabildiğince eşit olmalı, eşit olabilmeyi öğrenmeli, birbirlerine olan üstünlüğün dış görünüşte değil, derslerindeki başarı da olduklarını düşünmeli, ufacık çocuklar bugün ne dersim var diye düşünmeli, bugün ne giysem diye değil!

Bırakmayalım, ailleler çocuklarına gücü yettiği kıyafetleri giydirmesin, gücü yeten gücü yetmeyeni ezmesin. Gücü yetmeyen ailenin çocuğu olmaktan utanmasın ufacık çocuklar, ailelerini suçlamasın içten içe bu dünyanın düzenini bilmeden. Ben de onlar gibi giyineceğim, ben de onlar gibi olacağım derdine düşüp derslerini boşlamısın, yanlışa koşmasın hiç bir çocuk.

Olamıyoruz, bir türlü dürüst, açık sözlü olamıyoruz, istediğimizi bir türlü açık yüreklilikle söyleyemiyoruz. O yüzden kendimize göre doğu olanı yaparken diğerlerini incitiyoruz. Hep bir güçler savaşı var, güçlü olanın güçsüz olanı ezdiği bir sistemde sadece gücün yerini değiştiriyoruz. Ama birileri hep zarar görüyor...

Eğer bu kanun kız öğrencilerin okullarda başlarını örtmesi için getirildi ise bu düzenleme farklı bir şekilde olmalıydı. Başını kapamak isteyen kız öğrenciler için kanun değişikliğine gidilip tek tip kıyafete uygun bir düzenleme yapılabilirdi.

Bir kesimde baş örtülü bir genç kıza gösterilemeyen toleransın tam karşılığı diğer kesimde uzun saçlı, küpeli bir erkek çocuğuna gösterilemeyen tolerans olarak çıkıyor karşımıza. İki taraf da karşı tarafın kendi sınırlarında özgür olmasını istiyor ve komik bir şekilde bunda hakkı olduğunu düşünüp uygulamak için her yolu deniyor.

Yeni gelen kanunun bir an önce değiştirilmesi gerekiyor. İki grubun birbirleri arasındaki soğuk savaşta, birbirlerine kurmaya çalıştıkları üstünlük çabası da, aldıkları intikam da bir çocuğun gözünden akan yaş damlası kadar değerli değil.

Kış mevsimindeyiz, gidin gezin okulları, kaç çocuğumuzun ayakkabası eskimiş, yırtık halde, kaç çocuğumuz o halde okullarına gidiyor bir bakın. Çocuklarımızın yırtık ayakkabılarını görmeyen devletimiz şimdi onları ve ailelerini neden daha da fazla ezdirmeye çalışıyor.

Dünyadaki tüm zenginler üç kağıtçı diye bir düşüncemiz yok. Ama bu uygulama ile neden karanlık yollardan para kazanan bir babanın çocuğuna, dürüst ve ahlaklı ama fakir bir babanın çocuğunu ezme hakkı tanınıyor. Devlet, görevi aradaki farkı ortadan kaldırmakken neden bu farkın daha da görünür bir biçime gelmesi için uğraşıyor?

Eğer devlet bu farkı ortadan kaldıramıyorsa, bıraksın bari çocuklar arasındaki fark topuk seviyesinde kalsın.